Birleştirici Sistemik TıpSistemik Aile Dizimi Uygulaması

 

Tüm evren senin içindedir ve sende olan her şey evrende de vardır. Senle çok yakınında olan bir nesne arasında hiç bir nesne yoktur;tıpkı senle çok uzağındaki nesneler arasında hiç bir mesafe olmadığı gibi. Her şey en küçüğünden en büyüğüne, en alttakinden en üsttekine kadar senle aynı değerde senin içinde vardır. Tek bir atom bile,yeryüzündeki tüm elementleri içerir. Aklın tek bir hareketi, yaşamın tüm kanunlarını içerir. İnsan tek bir su damlasında yaşamın sonsuz okyanusun sırrını bulur. senin tek bir görüntün yaşamın tüm görüntülerini içinde taşır. 

Halil Cibran….

 

Aile/Sistem Dizimleri Grup Çalışması

Aile Dizimi çok eski kadim bir uygulama olup Afrika’da Zulularca uygulanırken orada misyoner olarak çalışan Bert Helinger tarafından günümüze modern psikoloji yönünden anlaşılıp zenginleştirilerek uyarlanmıştır. Ayrıca Afganistan’da Sufi dervişlerinin bu bilgiyi çok iyi koruyup uyguladığı da saptanmıştır. İnsanın kolektif bir bilinçaltını Jung söyleyene dek zaten bu eski toplulukların bildiği ve şifa aracı olarak uyguladığı bir bilgiydi.

 Sistemik varlık olarak insan

Aile/Sistem Dizimleri Yöntemi yaşamımızda tek bir birey olmadığımız, şimdiki ve geçmiş köken ailelerimizle, ait olduğumuz ve içinde büyüdüğümüz topluluklarla, çalıştığımız organizasyonlarla, büyük insanlık ailesinin önceki yaşanmışlıkları ve şimdiki etkileşimleri ile ve hatta doğa ile sizi bir sistem olarak ele alır.

  •  Bireysel veya grup çalışmaları ile uygulanabilir.
  • Hastalık veya uzun süredir olan semptomlar da bu yöntemle ele alınıp anlaşılabilir.
  • Bize sağ kalmamız için aktarılmış kayıtlara veya gizli de kalmış olanlara tanı koyar.
  • Yaşamışımızda bir türlü nedenini anlayamadığımız davranış ya da seçimlere neden olan dinamikleri anlamamıza yardım eder.
  • Şaşırtır ve farkındalık yaratır. En önemlisi bu farkındalıkla artık eski duygumuzdan, döngümüzden, katılığımızdan ya da aşırı tepkili olma veya tepkisizliğimizden kısaca bize hizmet etmeyen her şeyden uzaklaşırız. Bizde bir şeyler değiştikçe sistem de değişir.
  • Bu yöntem sistemimizle bağlantımızı gözden geçirir.
  • Kendimize ait olan bilinmeyenlerle buluşur kim olduğumuzu daha iyi anlarız. Bu yolla şimdiki sistemlerimize ve gelecek nesillere yeni ve farklı olan bir deneyimi taşır, gelecek nesilleri kendileri olmaktan alıkoyacak yüklü aktardıklarımızı bu farkındalıklarla arkada bırakmış oluruz. Bu yönüyle son derece koruyucu bir yaklaşımdır

Bilen Alan

Bu yöntem Fenomenoloji dediğimiz anda olanla, sezgisel ve tarafsız bir bağ kurmayı gerektirir. Hakikatler kendini bu şekilde içinde bulunduğumuz “Alan”a açar. Alan bilgisi kuantum fiziği ile gittikçe daha fazla anlamakta olduğumuz, ancak çok eski kadim kültürlerde de kullanılan grubun yarattığı ortak bir mekânsal-zamansal bilgiyi anlatır.
Aile/sistem dizimleri kadim bir insanlık deneyimi olarak Hellinger tarafından gözlenmiş ve sonrasında modern psikoterapi yöntemleri ile gittikçe gelişerek bu güne gelmiştir. Hellinger tüm bu bilgi ve deneyimleri birleştirerek gerçekleştirdiği aile dizimlerinde kişinin ailesine ait içsel resimleri görselleştirmeye başlamıştır. Bu iç resim ve oluşumu, fenomenolojik bir yaklaşımının ürünüdür. Aktardığı sorunla oluşturduğu taleple çalışmaya katılan kişi, gruptan aile bireylerini ve kendisini temsil edecek üyeleri seçer, onları birbirleriyle ilişkilerini o anki hissedişine göre mekan içinde dizer ve yerleştirir. Atılacak adımları izlemek üzere yerine oturur. Terapist, dizim içindeki temsilcilere aile bireylerinin bulundukları konumda kendilerini nasıl hissettiklerini sorup geri bildirim alarak, kilitlenme ve farkındalığın gün ışığına çıktığı noktaya kadar adım adım ilerler.

Temsilcilik

Dizim sırasında temsilcilerde kendilerini temsil ettikleri kişiler gibi hissetmektedirler. Kimi zaman onların beden duruşlarını, belirtilerini de sergileyebiliyorlar. Sistemik Aile dizimi terapilerinde öykü diğer terapiler kadar derin bir yer tutmaz, Çünkü zihinsel olan kadar fenomenoloik olanla da çalışılmaktadır. Sadece bir bilgi değil duygulanımla ve bedensel duyumlarla ilerleyen bir süreç gözlenmektedir.  Katılımcılar, danışan ve terapistin kendilerini bu anda olmakta olana açabilmeleri, tüm sistemik bilgiyi niyet, beklenti ve korkulardan uzak algılayabilmeleri önemli ve değerlidir. Zaten yapılan çalışma herkeste bir dönüşüm yaratmaktadır.

Bu yöntemi anlamanın en iyi yolu onu deneyimlemektir. Temsilci olarak veya gözlemci olarak ta oldukça yararlı olmaktadır. Bireysel olarak kullanılabildiği gibi grup çalışmaları ile de kombine edilebilmektedir.

İçerisi nasılsa dışarısı da öyledir, değiştirilebilecek hiçbir şey yok, sadece kendimizi dönüştürerek yaşadığımız ilişkileri farklı kılabiliriz ve ancak biz daha farklı olanı yapabildiğimizde, korkudan sevgiye doğru gidebildiğimizde Dünya hayalini kurduğumuz gibi bir yer olmaya dönüşebilir.

Sevgiyle

 

Sema İlhan